GAZETECİ İBRAHİM IRMAK KÖŞE YAZISI
En baştan söyleyeyim. Ekmeğin üstüne beton dökülmesine karşıyım. Ama tarım toprakları insan eliyle üretim vasfını yitirmişse çevresel faktörler nedeniyle geri döndürülmesi de mümkün değilse durup düşünmeliyiz. Sürdürülebilir bir yaşam için o alan üzerinde insanlığa fayda sağlayacak projeler üretmeliyiz.
***
Önüne gelen konuşuyor… Bilen de bilmeyen de laf ebeliği yapıyor. Oysa aranan ebe değil, proje yaratacak bebe. Yılan hikayesine dönen yer İzmir’in pırlantası, Türkiye’nin en kıymetli yeri İnciraltı. Bir gerçek var, eğer Türkiye 2020 EXPO’sunu kazansaydı gerçekleşeceği yer İzmir İnciraltı olacaktı. Olmadı, zincirleme hatalar, siyasi arenadaki uluslararası ayak oyunları o projeyi hayal olmaktan kurtaramadı. Yıllardır plan bekleyen İnciraltı’ndaki toprak sahipleri, siyasetçisinden, başkanına kadar her kesimin vaad yağmuruyla kandırıldı. Kandırılmakla kalınmadı, umutlar da her geçen gün yok olup gitti. İnciraltı şu günlerde, gecekondu eğlence mekanları, nargile salonları, mangal restoronları, düğün salonlarıyla doldu. Hiçbirinin planı yok ama, o bölge için konuşmaya gelince, mangalda kül bırakılmıyor. Tarla kalsın diyenler de var, gökdelen dikecekler söylentileri de almış başına gidiyor. Ama bir gerçek var. İnciraltı arsa sahipleri mülklerinin hayrını göremeden öbür dünyaya bir bir göçüp gidiyor.
Kalanlar da feryat figan haykırıyor….”Pilav değil, plan istiyoruz” diyorlar.
“Çevreci bir planla, İnciraltı’nı derme çatma binalarla doldurulmaktan kurtarın” diyorlar.
“İnciraltı, Sağlık Turizm Bölgesi veya Eğitim Serbest Bölgesi ilan edilsin, İzmir’e, Türkiye’ye oluk oluk döviz aksın” diyorlar.
“Binlerce kişiye iş yaratacak bölge için, her gün yeni bir hikaye yazılmaktan vazgeçilsin” diyorlar.
Haklılar mı? Yerden göğe kadar haklılar.
Seçilmişler ve atanmışlar kafalarını kuma gömmekten vazgeçerse, gerçekçi bir bakış açısıyla İnciraltı’nı gözlerlerse çok güzel bir bölgenin yaratılmaması hiçten değil.
Agamennon’un suları, İzmir’e şifa olabilir, hatta Dünya Kraliçesi yapabilir.
Yeter ki, objektif olup, elimizi taşın altına koyalım.
Yeter ki İzmir’i kalkındırmayı kafaya koyalım.
***
Yıllarca elini kıpırdatmayanlara inat, bu konuda umut verenler de çıktı son zamanlarda.
“Ateşten Gömlek” olarak atlandırılan İnciraltı için, “Ben o gömleği giyeceğim” diyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e zor bir görev bekliyor.
İnciraltı, iş ve aş kapıları açarak kente ve kentliye büyük katkı koyup, “Değişimi İzmir’den Başlatacak Projeler”den biri olabilir mi acaba
Ne dersiniz?
www.haberhurriyeti.com / İbrahim Irmak
Büyük Resimler